Günümüzde, gıda maddelerinden kaynaklanan patojen mikroorganizmalar, eskiye göre çok daha fazla hastalıklara, ölümlere ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu nedenle gıda sektöründe, gıda güvenliği konusunda alışılagelen yöntemlerden daha hızlı ve kesin sonuç veren test ve analiz yöntemlerine gerek duyulmaktadır. Moleküler alanda son yıllarda yaşanan gelişmeler sayesinde, gıda mikrobiyolojisi konusunda moleküler biyolojik yöntemler geliştirilmekte ve kullanılmaktadır. İnsan sağlığının korunması ve çevre koşullarına daha duyarlı olunması açısından bu yöntemlerin kullanılması artık bir zorunluluk olmuştur.
Moleküler biyoloji analizleri konusunda en fazla kullanılan yöntem, DNA bazlı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemidir (PCR). Bu yöntem gıda maddelerinin mikrobiyolojik analizlerinde başvurulan ve yüksek hassasiyete sahip bir yöntemdir. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemi, ilk defa 1985 yılında uygulanmaya başlanmıştır ve araştırmalarda bir çığır açmıştır. Bu analiz yöntemi ile, gıda maddelerinin içerdiği genetik değişikliklerin miktarı tespit edilmektedir. Bu yöntemin temeli, nükleik asitlerin uygun koşullarda çoğaltılmasıdır. PCR tekniğinde, çok az miktarda DNA ile çalışmak mümkün olmaktadır. Bu teknik laboratuvar çalışmalarında büyük hız ve kesinlik sağlamaktadır.
Mikroorganizmaların tanımlanmasında günümüzde genotipik yöntemler daha fazla tercih edilmektedir. Bitkilerin genetik özelliklerinin değiştirilmesi, bitkinin DNA’sının, örneğin bir mikroorganizmadan özel bir gen aktarılarak değiştirilmesi işlemleridir. Bu şekilde bitkiye istenilen özellikler kazandırılmış olmaktadır. Örneğin soya üretiminde, bu bitkinin normal yollardan gelişimini etkilemeden, yabani otlarla daha kolay mücadele edilmesini sağlamak için gen transferi yapılmaktadır. Normal olarak bitkilere yapılan bu gen aktarımları, sadece istenilen özelliğin aktarılması ile değil, belli bir gen zinciri nakledilerek yapılmaktadır. Moleküler biyoloji analizler ile, bitkinin genetik değişime uğrayıp uğramadığı ortaya çıkarılmış olmaktadır.
Kuruluşumuz, ÖSAS Akreditasyon Kurumu'ndan, TS EN ISO/IEC 17025 standardına uygun şekilde aldığı akreditasyon yetkisine dayanarak, işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda gıda analizleri kapsamında moleküler biyoloji analizleri yapmaktadır.