Avrupa Birliğinde bir ortak pazar kurma düşüncesinin ilk adımı 1957 yılında yapılan Roma Anlaşması’dır. Bu anlaşma ile başlayan süreçte Avrupa’nın tek bir pazar olması hedeflenmiş ve bu pazarda malların serbest dolaşımını sağlamak üzere aradaki engellerin kaldırılması için ilgili yasal düzenlemelerin uyumlu hale getirilmesi çalışmaları başlatılmıştır.
Bu süreçte 1969 yılında Klasik Yaklaşım, 1985 yılında Yeni Yaklaşım, 1989 yılında Global Yaklaşım ve 1989 yılında Modüler Yaklaşım benimsenmiştir.
1985 yılında başlatılan Yeni Yaklaşım esasları, Avrupa Birliği ülkelerinde standardizasyon çalışmalarını büyük ölçüde güçlendirmiştir. Bu standartlaşma çalışmaları ile uyumlaştırılmak istenen yasal düzenlemelere kolaylık getirilmiştir. Bunun yanı sıra getirilen standartlar, insanların sağlık ve güvenliği, tüketicilerin korunması ve özellikle doğal çevrenin korunması gibi konularda bir takım sınırlandırmalar getirmiştir.
Yeni Yaklaşım’ı takip eden yıllarda benimsenen Global Yaklaşım ve arkasından Modüler Yaklaşım ile, standartların uyumlu hale getirilmesine (harmonize standartlar), uygunluk değerlendirmesi çalışmalarına ve CE uygunluk işareti uygulamasına geçilmiştir.
Uyumlulaştırılmış standartların düzenlenmesinden şu iki kuruluş sorumlu tutulmuştur:
CE, Fransızca Avrupa normlarına uygunluk demek olan Conformité Européenne ifadesinin baş harflerinden oluşan bir kıslatmadır. Avrupa Birliği ülkelerinde serbet dolaşıma çıkacak ürünler üzerine belli koşullarda üretici firmalar tarafından konulan bu CE işaretinin temel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Yeni Yaklaşım Direktifleri, ürünlerin üzerine CE işaretinin konulmasında risk derecesini esas almıştır. Düşük risk düzeyine sahip ürünlerde üretici firma kendi vereceği uygunluk beyanına istinaden ürün üzerine CE işareti koyabilir. Ancak yüksek risk taşıyan ürünlerin üzerine CE işaretinin konulabilmesi için, onaylanmış kuruluşlar tarafından uygunluk değerlendirme işleminin yapılması gerekmektedir. Uygunluk değerlendirme kuruluşları, bu amaçla faaliyet gösteren resmi veya özel kuruluşlardır.
Avrupa Parlamentosu 2011 yılında 305/2011/EU sayılı Yapı Malzemeleri Direktifi’ni yayınlamıştır. Bu yasal düzenleme yapı malzemelerinin belgelendirmesinde esas alınmaktadır ve 2013 yılında itibaren yapı malzemelerinin belgelendirmesi zorunlu olmuştur.
Bizde de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2013 yılında Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (305/2011/AB) yayınlanmıştır. Bu yönetmelik, yapı malzemelerinin özelliklerini, performans beyanlarını ve bu malzemelere CE işaretinin konulmasına yönelik esasları düzenlemektedir. Bu yönetmelik gereğince yapı malzemeleri kapsamında kapı ve pencerelerde CE işareti konulması bir zorunluluktur.
Kapı ve pencerelere CE işaretinin konulması için esas alınan standart şudur: TS EN 14351-1:2006+A2 Pencereler ve kapılar - Mamul standardı, performans özellikleri - Bölüm 1: Pencereler ve yaya geçişine uygun hazır dış kapılar.
Kuruluşumuz güçlü bir teknolojik altyapı ve çalışan kadrosu ile ayrıntlı bir şekilde kapı ve pencerelerde CE işareti testlerini gerçekleştirmektedir.