EnglishArabicBulgarianChinese (Traditional)FrenchGermanRussianTurkishPersianGeorgian
Testler

Sıvı Emme Kapasitesi - Hidrofilite Testi

Hidrofilite esasen "Su Severlik" anlamında gelir öte yandan malzemenin suyu emme özelliğidir. Hidrofilite testi ise, malzemenin suyu emme özelliğinin test edilmesidir.

Sıvı emiş süresi
Emici malzemenin bir numunesinin test sıvısı tarafından tamamen ıslatılması için gerekli olan süre, yani belirtilen koşullar altında bir sıvının iç yapısına nüfuz etmesi için gereken süre

Sıvı emme kapasitesi
Test emicisinin birim kütlesi tarafından emilen sıvının, belirtilen koşullar altında ve belirtilen bir süreden sonra, test emicinin kütlesinin yüzdesi olarak ifade edildiği;

Sıvı esneklik oranı
Test malzemesinin kılcallık ölçüsü, yani sıvının kılcal hareket ile kumaşa taşındığı hız

Tekstil ve üretilen diğer materyallerinin sıvı transfer davranışları, bir ürünün üretim prosesleri ve son kullanımı sırasındaki performansı açısından önemlidir. Materyalin üretiminde kullanılan hammaddenin sıvı absorbsiyon özellikleriyle başlayan, iplik üretim metodu, yüzey oluşturma tekniği ve kumaş yapısal parametreleri ile kumaşa uygulanan bitim işlemleri tarafından büyük oranda etkilenen sıvı transfer özellikleri giysi konforu ve bazı teknik tekstil uygulamaları (tıbbi tekstiller, jeotekstiller, agrotekstiller, vb.) için göz önünde bulundurulması gereken bir özelliktir.

Tekstil ve diğer teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak insanların yaşam standartları yükselmiş, giysi seçim kriterleri ve gerek iş yaşamında gerekse boş vakitlerinde kullandıkları giysilerden beklentileri artmıştır.
Bu beklentiler içerisinde ön sıralarda yer alan konforun termal bileşeni, giysileri oluşturan kumaşların sıvı transfer özellikleriyle direkt ilişkilidir ve özellikle yoğun aktivite sırasında vücutta oluşan terin kısa sürede uzaklaştırılması talep edilen bir özelliktir. Bundan dolayı son yıllarda özellikle fonksiyonel giysiler (sportif, askeri, koruyucu, vb.) olmak üzere farklı özelliklerdeki giysilerin üretildikleri kumaşların sıvı transfer özelliklerini değiştirmeye (sıvı emici hale getirme veya sıvı iticilik kazandırma) yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Son yıllarda gelişimi büyük bir ivmeyle artan birçok teknik tekstil alanı için de ürünlerin sıvı transfer özellikleri, performanslarını etkileyen önemli bir faktördür. Giysiler dışında tıp alanında kullanılan bandajlar, ameliyat kit örtüleri, toprakla temas halindeki jeotekstil ve agrotekstil ürünleri ve ambalaj tekstilleri gibi teknik tekstil ürünlerinin, kullanım alanına göre, sıvı absorblama veya sıvı iticilik ve nefes alabilirlik özelliklerine sahip olmaları beklenmektedir. Bu özelliklerin kazandırılması için ise hammaddeden itibaren üretim prosesleri, özellikle de bitim işlemleri aşamasında seçilen üretim parametreleri ve işlemler ile belirtilen amaçlar gerçekleştirilebilmektedir. Aşağıda, tekstil materyallerinin sıvıyla iletişiminde belirleyici rol oynayan absorbsiyon teorileri kısaca özetlenmiştir.

Bu test, yüksek su absorbsiyonu istenilen kumaşlara uygulanır. Örneğin; tıbbi kumaşlar, iç çamaşırlık kumaşlar, havlu kumaşları gibi.

İki şekilde test edilir;

1: Su içine daldırılarak, su emme derecesinin saptanması.
2: Su damlatılarak damlanın yayılma süresinin saptanması.

Su emme Derecesinin (Su Absorbsiyonun) Tayini
Yükseklik ile Su Emme Yeteneğinin Tayini
Su Yayılma Oranının Ölçülmesi

Absorbsiyon Teorileri
Tekstil materyallerinde sıvı transfer olaylarında etkili parametrelerin incelenmesiyle ortaya konulan absorbsiyon teorileri aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Hidrofilik Grupların Etkisi
Absorbsiyon olayında su molekülleri ile lifin yapısındaki moleküller arasında bir etkileşim oluşur, bundan dolayı suyla etkileşime giren hidrofilik gruplara sahip doğal lifler (doğal kaynaklı rejenere lifler de dahil) suyla bağ yapabilen moleküllere sahip oldukları için sıvıyı absorbe ederler, sentetik lifler ise çok az sayıda suyla etkileşime girebilen gruplara sahip oldukları için sıvı absorbsiyon kapasiteleri oldukça düşüktür.

Direkt ve İndirekt Bağlanan Su Molekülleri
Tekstil materyali ve su arasında ilk etkileşim sırasında su öncelikle hidrofil gruplara tutunur. Daha sonra su molekülleri ya hidrofilik gruplara tutunur ya da daha önceden bağlanmış su molekülleri üzerine tutunarak yeni bir katman oluştururlar. Direkt hidrofilik gruplara bağlanan su molekülleri sıkıca bağlıdır ve hareketleri sınırlıdır. Molekül yerleşimleri daha düzensiz olan indirekt bağlanan su mülekülleri ise daha gevşek bir yapıya sahiptir ve daha kolay hareket ederler.

Kristalin ve Amorf Bölgelere Absorpsiyon
Tekstil materyallerinin kristalin bölgelerinde lif molekülleri sıkıca paketlenmiştir ve düzenlidirler. Aktif gruplar moleküller arasında çapraz bağlar oluşturmuştur. Bu nedenle kristalin bölgeye su moleküllerinin nüfuzu kolay değildir ve suyun absorbsiyonu için aktif gruplar arasındaki çapraz bağların bir kısmının kopması gerekmektedir. Bir materyalin rutubet absorbsiyonu, yapının kristalin ve amorf bölge oranları hakkında fikir verecektir.

Histeriz Olayının Moleküler Açıklaması
Kristalin bölgeler, suyun yapıya nüfuzunu mekanik olarak önleme ve bağ yapmaya uygun hidroksil grupların sayısını azaltma yönünde bir etkiye sahiptir. Absorpsiyon arttıkça, çapraz bağlar koparak yerlerini su moleküllerine bırakır. Lif yapısının değişime karşı gösterdiği direnç mekanizmasına bağlı olarak çapraz bağların kopması ve tekrar oluşması olayı bir histerizis şeklinde gerçekleşir ve bu durum sıvı absorbsiyon/desorpsiyon histerizislerinin oluşumunu sağlar.

Limit Şişme
Glikoz ve selüloz kimyasal olarak benzer yapıya sahip olmalarına karşın suyla etkileşimleri birbirinden çok farklıdır; glikoz suda çözünürken selüloz belirli bir oranda şişme gösterir. Limit şişme, sıvının yapının amorf kısımlarına veya fibriller arasına nüfuzu ve kristalin bölgelere girememesinden kaynaklanır.

Sıvı emme kapasitesi hidrofilite testleri için laboraatuvarımız TURCLAB işle çalışabilirsiniz.